Gündemin Gölgesinde Kaybolanlar: Sessiz Çığlıklar ve Görünmez Sorunlar



Günümüzün hızlı ve rekabetçi dünyasında, sürekli olarak bombardıman altında olduğumuz haber akışı, gündemin belirlediği sınırlar içinde şekilleniyor. Başlıklar, ön sayfalar ve sosyal medya paylaşımları, günün en önemli olaylarını, en acil ihtiyaçları ve en büyük tartışmaları belirliyor. Ancak bu sürekli dönen gündem çarkının gölgesinde, birçok önemli konu, sessiz bir şekilde yok olup gidiyor. Görünmez sorunlar, duyulmamış çığlıklar, gündemin yoğunluğunda kayboluyor ve toplumsal hafızada iz bırakmadan siliniyor.

Gündem, bir nevi süzgeç görevi görüyor. Önemli olduğu düşünülen olaylar, medyanın, politikacıların ve kamuoyunun ilgisini çekerek önde yer alırken, diğerleri ise gölgede kalıyor. Bu seçilim süreci, kimi zaman kasıtlı, kimi zaman ise farkında olmadan gerçekleşiyor. Örneğin, uluslararası büyük bir siyasi kriz, yerel düzeyde yaşanan toplumsal sorunları veya çevresel felaketleri gölgede bırakabilir. Bir doğal afet haberi, farklı bir bölgede yaşanan, ancak aynı derecede önemli bir insan hakları ihlalini gölgede bırakabilir.

Bu gündem belirleme mekanizması, toplumun önceliklerini şekillendirmekle kalmıyor, aynı zamanda kamu kaynaklarının ve politikaların dağılımını da etkiliyor. Gündemde yer alan konular, daha fazla kaynak ve dikkat çekerken, gölgede kalan sorunlar ise çözümsüz kalmaya mahkum ediliyor. Örneğin, birkaç gün boyunca en çok konuşulan konu bir spor müsabakası ise, eğitim sistemindeki eksiklikler veya sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler gündemden düşerek, çözüm bulunması gereken sorunlar olarak göz ardı ediliyor.


Gündemin bu seçici yapısı, özellikle marjinal grupların seslerinin duyulmasını zorlaştırıyor. Azınlıkların yaşadığı sorunlar, çoğunluğun ilgisini çekmediği sürece, gündemin gölgesinde kalıyor ve çözüm bekleyen sorunlar olarak görünmez kalıyor. Kadınlara yönelik şiddet, engellilerin karşılaştığı engeller, azınlık gruplarının yaşadığı ayrımcılık gibi birçok sorun, yeterince gündeme getirilmediği için, çözüm bulma yolunda ilerleme kaydedemiyor.

Gündem, sürekli değişen ve dinamik bir yapıya sahip. Bir günün en önemli olayı, bir sonraki gün yerini başka bir olaya bırakıyor. Bu hızlı değişim, toplumun odak noktasını sürekli olarak değiştiriyor ve uzun vadeli sorunlara yeterli dikkat gösterilmesini zorlaştırıyor. İklim değişikliği, yoksulluk, eşitsizlik gibi uzun vadeli sorunlar, krizler veya ani olaylar karşısında gündemden düşebiliyor ve çözümü için yeterli zaman ve kaynak ayrılmıyor.

Dolayısıyla, gündemi sadece haber akışı olarak değil, toplumun önceliklerini ve gücünü yansıtan bir araç olarak ele almak gerekiyor. Gündemi şekillendiren güçleri anlamak ve gölgede kalan sorunlara dikkat çekmek, daha adil, daha eşit ve daha sürdürülebilir bir toplum için hayati önem taşıyor. Medyanın, siyasi aktörlerin ve her bireyin, gündemi bilinçli bir şekilde takip etmesi ve gölgede kalan sessiz çığlıkları duyması gerekiyor. Yoksa, gündemin gölgesi altında kaybolan sorunlar, toplumu uzun vadede derinden etkileyecek sonuçlar doğurabilir. Gündemin ötesini görebilmek, gerçek sorunlarla yüzleşebilmek ve geleceği daha iyi şekillendirmek için hepimizin sorumluluğu.


Şöyle buyrun